22 Eylül 2012 Cumartesi

ŞİMDİ TAM ZAMANI! EVET ŞİMDİ TAM ZAMANI!

Şimdi tam zamanı !


Dedim kendime bugün.
Önce kalktım, oturduğum yerden.
Sonra ilk kez açtım gözlerimi dünyaya.
Şaşırdım.
Derin bir nefes aldım.
"Ben"le doldurdum, kaybettiğim bedenimi.
Ve aynı koltuğa ilk kez oturdum.
İlk kez gördüm, her gün baktığım bilgisayar ekranını.
Meraklandım.
Birdenbire her yanımı saran enerjiden korktum,
Sonra sevdim onu.
Ve onunla birlikte "ben"i.
Bana yabancı "ben"i.
Peki ya siz?
Ne zamandır sürdürmektesiniz, yüzyıllık uykunuzu?
Ne zamandır boşvermişliğin karşı konulmaz çekimiyle kovalıyorsunuz günleri?
Ve uyanmaya değil, yeniden uyumaya açıyorsunuz gözlerinizi her sabah?
Çoook uzun zamandır, değil mi?
Her sabah, bir ertesine "erteliyorsunuz" planlarınızı.
Hiç gelmeyecek işaretleri bekliyorsunuz, silkinmek için.
Uzayda salınan bir cisim gibi hissediyorsunuz kendinizi.
Ve gizli gizli zevk alıyorsunuz, "bekleme odası"ndaki yaşantınızdan.
Çünkü korkuyorsunuz.
Düşlere sizden başka kimse dokunamazken,
Eylemlere dokunurlar, diye korkuyorsunuz.
Beklemek umutları cam fanusta tutarken,
Hareket onları yok eder, diye korkuyorsunuz.
Ve itiraf edemiyorsunuz bir türlü:Siz hayallerinizin, sizden büyük olması olasılığından kaçıyorsunuz.
Üstelik bahaneniz de hazır şu sıralar.
Bahar yorgunusunuz işte.
Havalar bir düzelsin, siz de düzeleceksiniz.
Güneş bir çıksın, dayanacaksınız patronun kapısına,
Anlatacaksınız koskoca planlarınızı.
Tatil ilanları gazetelerde çıkmaya görsün,
Ne zamandır isteyip bir türlü el süremediğiniz kitabın kapağını açacaksınız.
Ve o zaman, çiçekler açtığı zaman başlayacaksınız "siz" olmaya.
Değil, mi?
Artık değil.
Çünkü artık havalar düzeldi.
Güneş pırıl pırıl gökyüzünde.
Çiçekler bahçeleri kapladı bile.
Okuma listenizin başındaki kitap ikinci baskısını yaptı.
Ve siz, "siz"i kaybedecek kadar çok beklediniz.
O zaman aynayı alın elinize şimdi.
Alın da görün önce güzel gözlerinizi, ardından içlerindeki pırıltıyı.
Görün de yakalayın, kaybettiğiniz zamanı.
Ve başlayın da yaşamaya,
Siz de anlatan olun, "bekleyenler"in hikayelerini...
 
Yazan : NAGEHAN ALÇI

UNUTKANLIĞA KARŞI ÇAĞRIŞIM KODLAMASI

Modern yaşam hafızamıza adeta meydan okuyor. Akılda tutulması gerekenler listesine her gün yenileri ekleniyor. Önemli bilgileri hatırlayamamak gibi bir sorununuz varsa çağrışım kodlaması ile bu sorunu tamamen unutabilirsiniz.

YEDİ CÜCELER ŞİFRENİZİ HATIRLAMANIZA YARDIM EDEBİLİR

Süpermarkete gittiniz, ama alışveriş listesini evde unuttuğunuzu fark ettiniz. Ya da kredi kartınızın şifresi bir türlü aklınıza gelmedi. İşte bu gibi durumlara düşmemek için bazı teknikler var.

Elektronik posta adresininizin şifresini ya da yakınlarınızın doğum günlerini hatırlamak için birkaç değişik metot bulunuyor. Bonn Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Nörolog Christian Elger, dahi olmayanların günlük yaşamlarında nasıl her şeyi daha iyi hatırlayabileceğini şöyle açıklıyor:

"Eğer çok karmaşık şeyleri aklınızda tutmanız gerekiyorsa, bu en iyi çağrışımlar sayesinde mümkün olabilir. Örneğin alışveriş listesini evde unuttuysanız, gözlerinizi kapatıp evde nasıl temizlik yaptığınızı düşünün. O zaman aklınıza temizlik için ihtiyacınız olan ürünler gelecektir ve tabii bununla birlikte hangisinin evde eksik olduğu da. Bu şekilde unuttuklarınızı kolayca hatırlayabilirsiniz."

ÇAĞRIŞIM KODLAMASI 
Sadece günlük yaşamda değil, çağrışımlar sayesinde hatırlama tekniğini tüm matematikçiler kullanıyor. 8 kez Dünya Matematik Şampiyonu olan Gert Mittring de bunlardan biri. Mittring, çağrışım kurarken yaratıcı ve kişisel davranılmasını öneriyor ve "Böylece beyindeki algılama ve hatırlama faaliyetlerini düzenleyen gri hücreler, daha fazla çalıştırılabiliyor" diyor.


Mittring, "Olaylar ile kendi karar, hobi veya daha da güzeli kendi özel ilgi alanlarınız arasında bir bağlantı kurabilirsiniz. Örneğin ilgi alanınız astronomi ise, bu alandaki bilgileri çağrışım oluşturmak için kullanabilirsiniz. Benim işim sayılarla ilgili olduğu için ben de onların özelliklerini çağrışım olarak kullanmaya çalışıyorum. Bu çok yaygın bir teknik değil. Örneğin 251 sayısını hatırlamam gerekiyorsa, o zaman şu bağantıyı oluşturuyorum: Binin dörtte birinden büyük, en küçük sayı diye bir mesaj bırakıyorum hafızama" diye konuşuyor.

SAYILARDAN HİKAYE OLUŞTURMAK 
Gerçi Mittring bu tarz bir çağrışımın birçok insan için uygun olmadığını öne sürüyor. Ünlü matematikçi "Dünya Şampiyonu ile Hesap" adlı çıkardığı kitabında ise normal zekaya sahip insanlar için bazı tüyolar veriyor. Örneğin unutulmaması gereken karmaşık bir şifreniz varsa, sayılarla hikaye oluşturmak iyi bir çözüm olabilir.

Mittring'e göre diyelim ki 047 kombinasyonunu hatırlamak zorundasınız. O zaman 0 rakamı, size en kolay kahvaltı yumurtasını, 4 rakamı, dört yapraklı yoncayı ve 7 rakamı da yedi cüceleri çağrıştırıyor. Bu çağrışımlardan "Kahvaltı yumurtası dört yapraklı yoncanın üzerindeki yedi cücelerin yanında duruyor" diye bir hikaye çıkarılarak, şifreyi hatırlamak kolaylaştırılabiliyor.

Ancak bunun dışında da çağrışım teknikleri bulunuyor. Nörolog Elger, yine beyindeki gri hücreleri daha çok çalıştıran bir Loci tekniğini öneriyor:

"Uzun süren karmaşık bir proje, olay ya da sorun söz konusu ise o zaman sanal tekniği önerebilirim. Yani gözlerinizi kapayın ve düşünerek kendi evinizin içinde dolaşın. Bu esnada her köşeye kafanızda bir belge yerleştirin. Böylece daha sonra bu belgeleri doğru sıra ile hatırlamanız mümkün olacaktır."

DUYGULARLA ÇAĞRIŞIM 
Önemli şeyleri hatırlamak için bir başka önemli çağrışım tekniği daha var. Nöroloji uzmanı Doktor Elger'e göre hatırlanılması gereken olgu veya bilgi ile duygusal bir bağlantı kurulursa, bu bilgileri sürekli hatırlamak çok kolay olacaktır.

Elger, "Duygular sayesinde bilgileri hafızanıza kazıyabilirsiniz. Bu genelde hepimizin bilinçiz olarak zaten yaptığı bir şeydir. Hayatımızda olumlu ya da olumsuz büyük bir öneme sahip olan şeyleri, çok daha iyi hatırlarız. Evlendiğimiz gün ya da önemli bir doğum günümüz ya da 11 Eylül terör saldırısı gibi. Örneğin o gün saldırı haberini öğrendiğinde ya da televizyonda gördüğünde nerede olduğunu hatırlamayan, çok az insan vardır" diye konuşuyor.

Güçlü duyguların matematikçilerin en büyük yardımcısı olduğunu söyleyen Mittring de kredi kartı şifrenizi unutmamanın en iyi yolunun bu üç çağrışım seçeneği olduğunu ileri sürüyor. Mittring beyin antrenmanı yapıp onu formda tutmak için de "İddialı araştırmalar hakkında bir şeyler okuyup çevrenizdeki kişilerle bu konular üzerine tartışın" önerisinde bulunuyor.

ACİL ENERJİ DESTEĞİ İÇİN 10 ÖNERİ

Enerjinizi yüksek tutmak için egzersiz yapmak ve yeterince uyumak gibi yapabileceğiniz bir sürü şey var. Fakat, daha fazla enerjiye ihtiyacınız varsa ne yapabilirsiniz? The Huffington Post’ta yer alan habere göre, bu stratejileri deneyebilirsiniz: 

1. Güneşi görünce dışarı çıkın: Işık yoksunluğu insanı yorgun hissettiren nedenlerden biridir. Araştırmacılar, ışığın ruh halini iyileştiren beyin kimyasallarını harekete geçirdiğini söylüyorlar. Ekstra destek için, sabah ilk işiniz güneşle buluşmak olsun. 

2. Tempolu bir yürüyüş yapın: Hatta 10 dakikalık bir yürüyüş bile size enerji dalgası verebilir ve tansiyonunuzu düşürebilir. 

3. Enerjik rolü yapın: Çabuk çabuk hareket ederek iş yapın, hatta telefonda konuşurken bile yürüyün, sesinize enerji katın. Enerjiniz çokmuş gibi davranın. 

4. En sevdiğiniz enerjik şarkıyı dinleyin: Müzik anlık çıkışlar verir. 

5. Enerjik bir arkadaşınızla konuşun: Sadece bizim enerjimiz diğer insanlarla etkileşime girmez, aynı zamanda onların duygularını da yakalar, enerjilerini alırız. Taşkın bir arkadaşınızın enerjisini yakalayarak, ferahlamaya çalışın.

6. Yapılacaklar listenizdeki bir maddeyi başarıyla bitirin: Markete gitmeniz, arkadaşınıza ev yapımı bir hediye hazırlamanız, bir akrabanızla telefon görüşmesi yapmanız gerekebilir. Bunları gerçekleştirirken sorun yaşıyorsanız, sabah ilk iş olarak bunları yapmayı deneyin. Bir gece önceden, neyi yapacağınıza karar verin, sonra uyanın ve onu yapın. 

7. Temizlik yapın: Birçok insan için, evinin düzeni kendi iç sakinliğine katkıda bulunuyor. Kendinizi bunalmış ve neşesiz hissederseniz, evi toparlamayı deneyin. Dip köşe temizlik yapmayın, sadece üstten bir toparlayın. 

8. Zıplayın: Birkaç kez aşağı ve yukarı zıplayın. Enerjinizin artmasına yardımcı olacağından emin olun. 

9. Yemek yemeyi deneyin: İnsanlar düşük olan enerjilerini artırmak için sık sık değişik yiyecekleri deniyor. Gerçekten açsanız, bu yardımcı olabilir. Eğer aç değilseniz, dondurma yemek ciddi anlamda yardımcı olmayacaktır. 

10. Durgun olmayı bırakın: Bu yıl yeni yıl kartları hazırlamayacak mısınız? Bayram geldiğince özel yemekler yaptınız mı? Tüm bunları ertelemeyin. Bayram ve özel gün gelenekleri harikadır ve insana enerji verir. 

11 Eylül 2012 Salı

eskiden derdim ki;
"insanın başına gelebilecek en kötü şey,
bir gün 'yapayalnız' kalmasıdır!"
öğrendim ki;
... "hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey:
'yapayalnız' hissetmesine neden olan insanlarla
yaşamasıdır!"

* johann wolfgang von goethe
“Çiçekçi dükkanlarının hiç demir kepenkleri olmaz.
Kimse aklına getirmez çiçek çalmayı.” 
-Boris Vian